15 Aralık 2010 Çarşamba

yaz mı kış mı?


Sevmem ben kışları.Kış soğuk,donuk ve durağan geçer.Kış ayrılık getirir gibi gelir bana.Yaz çocuğu olmamdan kaynaklanadabilir soğuktan uzak durmam.Hassas ve çabuk hastalanabilmemden ve kışın çogunu dirensem bile hasta geçiriyor olmamdandır belki de.

İçinde sonsuz umut barındırabilen insanlar ya da bardağın dolu tarafını görebilenler içinse kış ,yeni bir bahara,doğanın uyanışına,çoğalmaya açılan kapıdır belki de.Yine de ben sıcak zamanları seviyorum.Renklerin daha parlak,insanların daha sıcak ve güleryüzlü olup,enerjimizi borçlu olduğumuz güneşi seviyorum.Güneş güzelleştiriyor,daha yaşanası bir anda oluyor yeryüzü.
Kış ise uzaktan sevilesi benim için.Doğayı bürüdüğü bembeyaz örtü ile saflığını sunan bir gelin beyazlığında.Daha inanılabilir yapıyor masumiyeti.Peki ya sonra ? Her masumiyetin sonu gibi onunda örtüsü kalkınca çıkıyor açığa eksiklikleri.İşte tam bu zamanda da Güneşe borçlu yeniden bir döngüye girişini,yeniden ısınması,yeniden çiçekler açması ağaçların,kuş seslerini daha çok duyabilmemiz.

İlkokulda öğretilen 4 mevsim vardı bir zamanlar.Doğaya ihanet ettik,insanoğlu girdiği herşeyde olduğu gibi bunu da bozdu.Ani geçişler,hayvan nesillerini tehdit eden kimyasallar,çeşitli hastalıklar,bitki örtüsünün bozulması hepsi bizim eserimiz.Çok mu geç ? Belki ama belki de değil.Herkes kendi adına birşeyler yapabilse hala kurtarılacak durumdayız ya da sona yaklaşmayı biraz daha uzatırız?


0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...