28 Aralık 2011 Çarşamba

ho ho ho!!!

Noel Baba'nın bacadan girmesiyle düzgün bir adam olmadığı anlamının çıkarıldığı şu günlerde Noel Babasız bir yazı yazmam imkansızdı. ama asıl konumuz bu değil tabi ki.birbirinden farklı yeniyıl ürünlerini bulabileceğiniz 3. adresimizden bahsetmek için yazıyorum bu yazıyı.Her yıl Noel zamanı tamamıyle noel konseptine dönen annemin mağazası Moda Yapay Çiçek. reklam olarak algılanabilir ama önemi yok.

İstanbul'un her noktasında ayrı ayrı gezen nerde ne var geri kalmamaya çalışan ben özellikle yılın bu dönemlerinde ithal ve orjinal ürünler bulmak adına neresi var diye sorsanız direk adresi veririm.Moda Caddesi No:54/A . Kadıkoy. hatta isteyene telefonu bile yazarım- 02163450119

At sevdamın nereden geldiği bilinmez ama at figürlü objeleri ayrı seviyorum belki de bu yüzden ilk fotoğrafları bunlar olarak seçtim.Noel Babalısı çok güzel ama ayıcıklı olanı daha otantik geldi bana.favorim!




                   noel kurabiyelerinizi bu sekilde porselen fiyonk kabartmalı servislerde saklamak güzel olabilir.



             country tarzı döşenmiş bir çiftlik evi hayal ediyorum. ekoseleri, doğal materyalleri olabildiğine             kullanabileceğiniz ,şömine dekorasyonunu ışıl ışıl süslediğiniz bir eviniz olsa? bence güzel olabilir.ekose desenli melekler ise dekoratif olarak kullanılabilir.




       son olarak ise genel bir vitrin görünümü paylaşayım .gerisi için sizleri mağazaya bekliyoruz diyeyim...


                      son olarak ise herkesin leyleği havada görüp bol gezeceği, üzüntü ve sıkıntıların kendilerinden uzak olacağı, bolluk ve bereketin her yanını saracağı pozitif bir yıl olmasını diliyorum.dileklerimi şimdiden evrene yollayayım malum son günler yoğunluktan ötürü aksamalar yaşanmadan yerine ulaşsın.sevgiler.

24 Aralık 2011 Cumartesi

bu günlerde...

2012 dedikleri şişirilmiş bir balon gibi aslında hiçbirşey olmayacağını bildiğimiz ya da tam tersi herşeyin nasıl gerçekleştiğini göreceğimiz.
yeni yıl heyecanı var mı sahi içinizde?ben çok karamsarım da şu günlerde.2011 i hiç sevmediğim yıllardan ilan ediyorum.ısınamadım nasıl geçti nasıl bitti anlamadım.
kafamsa allak bullak. bir yanda yapabildiklerim bir yanda yapamadıklarım.yapabildiklerime şükrederken yapamadıklarıma hayıflanıp kendimi sıkıntıya sokuyorum. insanoğlu işte! ne öylesinden mutlu ne böylesinden.farkındalık farkındalık diye bahsedilen aslında insanın kendi kendini yedikten sonra huzura kavuşması gibi bir şey mi?eğer öyle ise şu aralar o kendi kendini yeme halindeyim.yeni yıla kafamdakilerden kurtulmuş olarak girebilirsem ne ala.

değişen , hayatıma mutluluk katan neler olur ? neler gider benden bilinmez ama içimdeki pollyanna yine umudunu yitirmeden koşturur durur hayata.kendimi değiştiremeyeceğime göre tercihlerimi aklı selim biçimde beni mutlu edebilecek şeylerden yana kullanmayı seçebilirim.
yıl sonu oldugu için yeni yıldan beklentilerimi yazdıgım bir yazı olmayacak bu.
teknolojının nımeti olarak gördüğüm , blog uzerinden evrene yayabildiğim sıkıntım bir nebze olsa gitsin üstümden diye yazıyorum nerdeyse.

belki de pms yüzünden şu aralar tüm bu bunalımım.
paylaştıgım fotograf ise yazdıklarım ve anlaşılanlar arasındaki ayrımı belirleyici bir örnek gibi.


sevgiler.
                                                                                                                                  

22 Aralık 2011 Perşembe

Yeniyil alisverisi icin adresler -2

Bir onceki yazida marmaraforum tepehome u ziyaret edecegimi yazmisim ama firsat bulup gidemedim oralara... Gezindigim noktalardan yeniyil hediyelikleri ile alakali paylasimlarim olsun bakalim.

İlk fotograf macro muydu migros mu hatirlayamadim ama metal cam agaci ve renkli toplardan olusan bu sus... Ofis icin veya minimalize edilmis bir noktada kullanilmasi icin pratik ve modern.

Mudo 'da görüp beğendiğim bu dönme dolap ve  dönen salıncak ise müthişler.özellikle salıncak favorim.

her zaman ki gibi Fransız Sia markasına ait ürünleri bulabileceğimiz farklı dekoratif bazı objeleri fotografladım. İçlerinden çok çok özelliklisi var mı bilemem ama genel fotograflardan eminim hosunuza gidecek birşeyler bulabilirsiniz.




açıkçası kalabalıklarda alışverişi pek sevmediğimden , bir pazar gününe denk gelen İstinyePark alışverişimiz benim mağazalardan kaçar gibi bir an önce çıkmamla son buldu.
Yeniyılın yaklaştıgı su son gunlerde ise içimden sürekli birilerine hediye olarak ne alabilirim? sorusuyla bütünleştiğim bir dönemdeyim.
Görüşürüz. :)

10 Aralık 2011 Cumartesi

Yeniyil alisverisi icin adresler -1

Mevsim normallerinde gitmeyen havalar, ekonomik kriz, dogal afetler vs... Ben 2011 i hic sevmedim kisacasi, bitsin istiyorum.eskiden Hollywood filmlerininde etkisi ile yilbasinda Hep kar yagmasinin hayalini kurardik simdi dunya isindikca mevsimler degistikce dengeler altust oldu.
Hediyelesmenin ayri bir deger olduguna sonuna kadar inanan ben takdir edersiniz ki yilbaslarini ayri severim..
magaza magaza gezmekten , vitrinlere bakmaktan alsam da almasam da gerekli gereksiz seyleri didiklemekten pek haz duyarim.
Yilbasi temali dekorasyon ve aksesuar ile ilgili ne varsa cekmeye calistim gezdigim yerlerde.

İlk durak anti İkeaci olsam bile - İkea! Neden anti ikea oldugumu ayri bir yazida belirtirim.fotografta goruldugu gibi mesela -noel babali tepsi bence basarili ve ucuz olmasi bakimindan guzel. -Samandan geyikler fazla country yani her evin stiline uymayabilir ama farkli bir dekor icin kullanilabilir.-fotografta ne kadar belirgin bilemiyorum ama 2,49 gibi bir fiyati olan cam mumluklar var almadan ciktim diye pismanim bence cok guzeller.-ve kokinalardan sonra bir yilbasi cicegi daha poinsettia! Veya Ataturk cicegi. Yanlis hatirlamiyorsam bu cicegi zamaninda Ataturk getirtmis diye bu sekilde aniyorlar.ikeada begendigim ise uzun oval galvaniz ciceklikler 2 rengide guzel.

İkinci duragimiz boynerevde! Palladiuma gittigimiz zamanlarda mutlaka ugradigimiz noktalardan.sanki bazi urunler gecen seneden aklimda? Ama bilemem tabi... Begendigim ilk urun bu geyikli ahsap mini yazi tahtasi
Guzel bi yilbasi sofrasinda tabaklarin onune yazilmis kucuk notlarla gelenlere hediye olabilir. Fiyati 12 TL gibiydi sanirim.


Tabakcanak grubunda renkler daha guzel secilseymis bence iyi olurmus. Geyiklere evet ama mavi penguenler noluyo kuzum ;) ?
elinde yildiz tutan melek biriktirdigimi yazmis miydim? Bu melekler cok guzel ellerinde yildizlari da var ... Bir de metal bir yildiz var, somineli bir evim olsa dizi dizi yildizlar koyar susler asardim altlarina agac yerine onlari suslerdim.






Asi noel babalari gordunuz mu peki?! İsyan modunda sirin kirmizi yanaklari opulesi :)



ikea ve palladium boynerevde 'den sonra sırada istinyepark mudo ve marmaraforum tepehome olacak. bir sonrakinde ordan paylaşımlar yapalım bakalım neler var?
ve tabi ki hepsinden güzel objeleri bulabileceğiniz bir adres daha var :) 
onun paylaşımını da yapacağım...

6 Aralık 2011 Salı

Vespa hayali

Vespa bir ozgurluk sembolu misali yer etmistir kimimizin zihninde. İstanbul trafik ve suruculer bakimindan pek elverisli olmasa bile kisa mesafeler icin belirli yerlerde kullanilabilir. Sahsen hayalini kurdugum universite yillarimda kardesimin "yolda seni rahatsiz ederler "demesini -"kacinci yuzyilda yasiyoruz sacmalama" diyerek reddettikten bikac gun sonra kadikoyde bogadan asagi inen vespadaki 2 kizi arabayla sozlu taciz yetmezmis gibi dokunmaya calis
mak suretiyle kaza yapabilme ihtimalini unutup suursuzca hareket eden bi kac beyinsizi gordukten sonra bu dusuncemden vazgectim.
Rafa kalkmis hayaller arasindan cikarip duvara asmak istersem bu panolari alir asarim diye aklimin bi kosesine yazdim.

2 Aralık 2011 Cuma

Sosyal medya ascisi ;)

Farkli buldugum seyleri fotograflamayi seviyorum. Facebook hayatimiza girdiginden beri her alanda ne kadar cok kenfinden bahsettirdi oyle degil mi? Kaldi ki kurumsal firmalar bile artik facebook like butonu uzerinden hedefler belirleyebiliyorlar. Hal boyle olunca bilgisayar simgeleri gunluk hayata bir sekilde girmis oluyor ve ortaya esprili bir tablo cikiyor.
Fotografta yer alan eldivene bayildim. Sosyal medya ascilari icin hazirlanmis sanmayin. Digital hayati benimsemis tum yemek yapmayi sevenlere , orjinal ve esprili bir tutacak. :)

29 Kasım 2011 Salı

And they...

Happily ever after...

Masallarin sonunda mi yoksa yeni bir masalin baslangicinda mi soylenir bu soz?
Haftasonu Mudo'da gordugum bu yastiga bayildim.Fotograf arsivimden zamansizliktan firsat bulup yazamadigim bloguma aktariyim istedim.
Malum yeniyilhazirliklari basladi heryerde. Benimse en sevdigim ozenilmis sofralar. İlerde muhtemelen kendi sofralarini buraya koyanlardan olucam.ustelik akilalmaz sekilde pecete almalarima ne demeli? İcimde yatan sofra askindan midir?
Mesaj icerikli seyleri sevdigimden mutlaka bahsetmisimdir.bu yastikta bana bunu soyleme firsatini bi kere daha vermis bulunuyor.
Herkes kendi masalini hic bitmemecesine , sonsuza dek mutlulukla yasasin...
Sevgiler

16 Kasım 2011 Çarşamba

kokularla garip bir ilişkim vardır benim.
herşeyi unutabileceğimi ama kokunun en ufak ayrıntıya kadar bana yeniden herşeyi hatırlatabileceğini bilirim mesela.The Body Shop, Lush , L'occitane gibi mağazaların kapısından geçerken kendimi içerde bulurum.Son olarak İstinyePark'tan sonra Bağdat Caddesinde mağaza açan Bath & Body Works beni benden alan mağazalar kervanına katıldı. İçerde envai çeşit mum,parfüm,sabun vs. Hangisini seçeceğinizi şaşırıyorsunuz.Bu aralar kozmetiğe haddinden fazla yüklendiğimden sadece gezmekle yetindim kokuları içime çeke çeke.Ama aklıma yazdım neler alabileceğimi.Sevgilimle burdaki Gratis gibi Alman kökenli bir firmanın ya da ithal ürünler getiren bir eczanenin de ayrıca takipçisiyiz.naneli ayak kremi olan Balea için. Balea hepsinden daha keskin ve daha ferah emin olabilirsiniz.Özellikle yaz aylarında buzdolabına koyup birde ferahlatıcı özelliğine sogukluk katınca şahane !

sırasıyla her bir markadan ayrı ayrı tavsiyelerim;


yasemin kokusunu da ayrıca çok severim...yasemin yağıyla yapılan masajların rahatlatıcı etkisi vardır ;)




1 Kasım 2011 Salı

Pazarlari Palladium

Pazarlari gezmekten cok hoslanmayan bi ciftiz aslinda.heryerin ekstra kalabalik olmasi durumu zorlastiriyor mumkunse haftaici kendimize zaman ayiralim istiyoruz ama o da olmuyor. Peki nasil kurtuluruz bu durumdan?!
Hayaller kurarak mi hayallere ulasmaya calisirken yipranarak mi?! Cok bunaldigim zamanlarda aslinda hayatin cok kolay oldugunu onu zorlastiranin bizler oldugumuzu dusunerek kendimi telkin ediyorum. Birilerine sacma gelen dusuncelerim olabilir ama pollyanna olanlara kizan ben pollyanna olabiliyomusum demek ki...
Anadolu yakasinin en iyi avmsi simdilik Palladium...avmlerin sehrin gobeginde bakkal coklugunda( bakkal kalmasada artik lafin gelisi ;) )trafigin kesmekesine katkida bulunmasini asla desteklemiyorum ama soguk havada kacilacak nokta olarak bizleri ele gecirdiler.bu pazarda otoparkinda ustun cabalarla adeta strateji belirleyerek bi yandanda sansimizi arkamiza alip park yerimizi bulduk.neler var neler yok uzun uzun baktik , bazilarini aldik arkasindan nerede otursak krizine cok girmeden belirledik ve guzel bi yemek yedik.etkinlikleri bol avmyi gezerken atladigimiz bir resim sergisini cikarken farkettik.asil bu yaziyi bana yazdiran seyse bu sabahtan beri dusundugum rengarenk balonlar.guzel bi gun dilegiyle basladigim pazartesim bana gerginliklerle geri donmus olsa bile tanistirayim ben bi pollyannayim o yuzden sorun yok devam ediyoruz..
Tablolar İrfan Seckin imzali.renklerin birbirine karismasi ilk bakista sasibak sasir gibi dursa bile birbirine gecmis motifleri farkettiginizde bambaska bir bakis acisi oldugunu anliyorsunuz.resim uzerine elestiri yapmak haddim degil.Zira birbirine gecen baliklarin formlari renkleri cok guzel.gidenler gozden bir kez daha gecirsinler derim.
29 Ekim haftasi olmasi sebebiyle Ataturk ve Turk bayragininda fotografini bu posta ilave ettim.

20 Ekim 2011 Perşembe

keşke...


keşkelere sığmayan acılar düştü yüreklere.
elden birşey gelmez zihniyetine teslim olmamanın, birliğin gücüne inanmanın zamanı.
nefret söylemlerinin gazına gelip aşırıya kaçmadan ama içimizdeki acının az da olsa hafiflemesini sağlayacak birşeyler gelse elden
keşke....

16 Ekim 2011 Pazar

Nar-i ask

Manasi ask atesi midir? Bilmem ama boyle daha kifayetli olacagini dusundugumden bu yaziya bu basligi koydum.
Cocuklugumda aksamlari meyva saatinde annem ve babam usenmez meyva tabaklarimizi itinayla hazirlardi. Digerlerine gore ise Nar daha eziyetli bir ayiklama sonrasinda servis edildiginden annem bulasmaz is tamamen babama kalirdi.bizse kasiklaya kasiklaya keyifle yerdik.bazen insan zihninin kendine oynayabilecegi oyunlari dusununce acaba ben mi boyle hatirlamak istedigimden boyle anlatiyorum diyorum ama neticede cekirdek ailesiyle mutlu bir cocukluk yasamis bir insanim ve bunlarin hayal olmasina gerek olmayacak gerceklikte bulunmus olduguma sukrediyorum.
Fotograftaki nar ise uzunca bir yolu asarak kalbime ulasan insanin ince dusuncesiyle kapima kadar gelmis itinayla mideye indirilmistir.bu pazar gununu yatakta hasta geciriyorken unutmamak adina kayit alyina aldim bu yaziyi.
Sevgiler...

10 Ekim 2011 Pazartesi

Bir pazar ertesi

Cumartesi calisanlarida dusunup haftanin 8 gune cikarilmasini istiyorum derhal. Zira yogun is yasaminda zamansizlikla mucadeleye yilmadan devam ediyorum.Sporumu ihmal etmiyor mesafeler asiyorum.Uzun zamandir yapmam gereken o kadar cok sey vardi ki gerci onlari yapmaya basladigimdan beri baska seyler birikir oldu o ayri.
Bu pazar yagmurla uyanip depresif olabilirdim , hava gayet musaitti. Ben ne yaptim el-ayak bakimi icin kuafor yollarına düştüm, hafta içi buna ayıracak vaktim yok tabi.Mavala'nın smoky blue rengine bayıldım ama almadım henüz.Flickrda bir fotoğraf buldum uygulanmışı.buyrun ;


Pazar gunleri sevgiliyle yapilan guzel bir kahvaltinin yerini ne tutar? Aksamustu Bogazin isiklari bir bir yanmaya basladiginda basbasa bi balik sefasi :)
Gun bitmeden birazda bakinalim ne var ne yok diye gittigimiz avmde insanlar bedava birsey dagitiliyormuscasina izdihama 5 kala gezmekten ne anlarlar? Zira 1 saat dayanamadim, o ugultuya o kalabaliga.gezerken begendigim cok guzel 2 parcayi paylasiyim istedim.
Yagmur sonrasi gunesi beklemekten vazgecmeyen - gokkusaginin mucizesini gorunce cocuk olabilenler icin gelsin ...  fonda müzikle yazı okumayı sevenler tıklayabilir ; buraya 


bir de benim gibi anne düşkünlerine bunu paylaşıyım ; 

meraklısına; son 2 mini pano Paşabahçe Mağazaları .
benim pazarım böyle geçti. pazartesi günüm ise kendime henüz gelememekle. :)

benden sevgiler...

2 Ekim 2011 Pazar

benim dantel elbise takıntım

bundan 2-3 sene önce fiyatı çok uygun ve siyah modası geçmeyecek bir model olan ,sırtı dantel bir elbise kaçırmakla başlar dantel sevdam.o an alma gereği duymadığım ama sonrasında keşke alsaydım dediğim cinsten.sonra internette dantel elbiselere bakarken portakal çiçeğiniiin bu postunda denk geldiğim Lauren Conradın üzerindeki Notte by Marchesa dantel elbiseye dadanmamla yeniden alevlendi aşkım.İnternetten satın alabilirmiyim diye sitelere baktım ancak stoklarda gözükmüyor.pes etmedim benzer birşey diktirir miyim diye ilk olarak her çeşit dantel ve kumaşı bulabileceğimi düşündüğüm Derviş Bağzıbağlıya sordum.1,750 TL ye dikilebileceğini + dantel ücreti olacağını söylediler.elbisenin orjinali ise net-a-porter.com 'da $660  idi.bu durumda sadece yutkunup çıktım.kendilerine de elbisenin orjinalini almanın daha uygun olduğunu belirttim.gereksiz ve abartılı bir fiyat değil mi sizce?bahsettiğim elbise çok ahım şahım değil belki ama ben beğendim ve zarif geldi. 




  farklı farklı markalarda bu sezon her çeşit ve neredeyse her fiyata güzel dantel elbiseler var diyeceksiniz.ben de biliyorum.caddede erkek arkadasımla yürüyüş yaparken Bil'store vitrininde yine denk geldim böyle bir elbiseye.American Retro marka burada görebilirsiniz. Bil'store satış fiyatı 585 TL diye hatırlıyorum,durmadım gittim denedim M beden vardı ellerinde ve malesef kalıbıbndan mıdır nedir biraz büyük durdu üstümde . :(
Moda blogu falan olmadığım halde neden dantel elbise maceramı buraya yazdım bilemiyorum ama burda da benden bilgiler olsun dedim pazar pazar...




27 Eylül 2011 Salı

sanal hayata dair...



hani bilim kurgu filmleri izleriz sanki çok uzakmış gibi gözüken 2300lü yıllar falan :) . aklımızın alamayacağı şekilde , insanlığın - duyguların yok edilmiş olduğunu, tabuların yıkıldığını, uzay mekiğinin artık arabalar yerine geçtiğini izletirler filmlerde.kimilerine saçma gelir kimilerine fantastik ve heyecan verici bense aslına bakarsanız pek sevmezdim bilim-kurgu filmlerini ama şimdilerde daha sıcağım bu tarz filmlere.

çoğumuzun zamanı bilgisayarlarla ,artık neredeyse bilgisayarları aratmayan özellikli telefonlarımızla her an ''online'' geçiyor.hayır işin garibi bir süre sonra bakmamazlık edemiyor sürekli güncel kalabilmek adına takip ediyorsunuz olan biteni.hiç tanımadığınız sanal arkadaşlarınız olabiliyor uzak diyarlardan. belki karşılaşma imkanınızın sıfır olduğu ama bir şekilde yakınlık kurduğunuz.şehir hayatına kolunu kaptırmışlar içinse- özellikle büyük şehirlerde yoğun çalışanlar için söylüyorum- gerçek arkadaşlarınız ile zaman geçtikçe daha az görüşür hale geliyorsanız birileriyle birşeyler paylaşabilmek adına sanal arkadaşlara daha fazla dadanız oluyorsunuz.bu arada sanal arkadaştan kastım o saçma sapan sanal bebekler gibi bilgisayarda sizin yönlendirdiğiniz modelde birşey değil,gerçekliği olan kişilerin başka bir  IPden sizle bağlantı kuruyor olması :)

dostlarla uzayan sohbetlerin, duydugunuz kahkaların, acıları paylaşırken omzunuza sizi teselli edercesine dokunmasının yerini bu arkadaslıklar tabi tutamaz henüz hayatımızın gerçeklik kısmındayız .Ama olurda birgün o filmlerdeki gibi duygulardan yoksun ve robotumsu insana ulaşabilirlerse :) - biz göremeyiz belki ama - bu yazıları okuyan birileri olursa insanlık ne kadar geriymiş falan der diyede korkmuyor değilim. günün bu saati bu konulara nereden geldiğim,zihnimi böyle boş şeylerle yordugum ise ayrı mevzu.daha fazla karıştırmadan gidiyorum...




19 Eylül 2011 Pazartesi

okula dönüş*

                        3257574276_44919456d1_z_large

pazartesi sendromu olanlar okula başlangıç günü ile bütün sendromlarını bu pazartesiye toplayabilirler.güzel uyuyup güzel uyandığım sabahlardan biriydi bu günün sabahı ta ki evden çıkıncaya kadar. aslında biliyordum başıma gelecekleri ama yine de güne başlayabilmek için çıkmalıydım.evet çıktım ama çıktığım gibi kaldım yollarda. 25 dakika taksi bekledim,10-15 dakikada gideceğim mesafeye 45 dakikada gittim ,sabah 8.30da sporda olmam gerekirken ancak 9.10'da oradaydım.ve bilirsiniz ki haftaya bu şekilde başlamak asabiyete neden oluyor.
yukardaki cupcakeleri ise hem yiyemememin şerefine koydum, (zira artık spor-diyet ikilisine katılmış birisiyim ve bundan da öte kararlıyım) hem de okula dönüş yapmış henüz kıymetini bilmeyen ama bizler gibi iş hayatına girince en güzel zamanlarımızmış diye geri dönmek istediğimiz öğrenciler adına koydum.
bu cupcakeler kadar tatlı bir eğitim yılı dilerim gençlere. ;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...