eskiden ''bizim kızlar'' diye bahsedip 45 yaşlarını çoktan geçmiş kadınlara sinir olurdum.hani kızlar deyince böyle daha 20-25 li yaşlar olabilirmiş gibi geliyor.bu bakımdan ben hala bizim kızlar diyebilirim. ama ilerisi için birşeyler bulalım....
bazen düşünüyorum da çok tatlı arkadaşlarım var. herkes kendi havasında kendi hayatına devam ederken bi mola verip birbirimize zaman ayırdıgımızda sohbetin dibine vuruyoruz.uzun süre görüşmesek bile kaldığımız yerden devam ediyoruz bi şekilde yakalıyoruz birbirimizi.
şu sıralar bir miniğimiz olacak :) heyecanla bekleyen annesi ve bi dünya deli teyzesi(bunlar biz oluyoruz)
bir prenses mi bir cadı mı geliyor dünyaya bilinmez ama tatlı cadı ruhlu bir prenses olsun mümkünse :)
bu alttaki kimisi müzisyen kimisi yıldız taşıyan melekler ise dünyaya gelecek meleğin süsleri....
27 Şubat 2012 Pazartesi
bizim kızlar*
25 Şubat 2012 Cumartesi
sabah böyle uyansam ...
18 Şubat 2012 Cumartesi
pantone sevdası!
mesela bu alttaki kutuları sade bir tasarım ofisinde raflarda hayal ettim.hem ortama hem duruma yakışmaz mı?renk katmaz mı?üstelik seçtiğiniz pantone renkleriyle...
ya da cam önünüze yine seçtiğiniz renklerden oluşan bir düzenleme ile içine birbirinden mis kokulu çiçekleri ekseniz?
Gönderen Unknown zaman: 13:27
Etiketler: dekor, dekorasyon, design, dizayn, farklı, metal kutu, modern, mug, ofis, pantone, pantone nedir, pantone ürün, renk, renkli, saklama kutusu, saksı, sandalye, tasarım, yüzümü gülümsetenler
17 Şubat 2012 Cuma
İstanbuda kar...
Yilin son karini da bu gece mi goruyoruz? Yakin zamanda ilk cemre havaya dusecekmis ona dayanarak umit ediyorum bu karin son olmasini...
Bu yil kara soguga fazlasiyla doyduk sanirim. Gerci yazi kurak gecirmektense topragin yagmur ve kar suyuna doymasini yegleriz.
Okan Bayulgenin muhabbet krali programinda takip ettigim bazi bloggerlar vardi bu gece. Bloglardan ziyade farkli konulara yogunlasilsa bile sosyal medyanin gucunu bildigimiz medyadan farkliliklarini gosterdi. Sonuna kadar bekleyemedim cunku konu cok dagildi durdu. Bi ara teknoloji, bi ara hatiralar , bi ara bloglardan para kazanilip kazanilmadigi gibi birbirinden alakasiz seyler konusuldu hal boyle olunca yarin ise giderken trafikte cekilecek kesmekes aklima dustu ve girdim yatagima...
Simdilik iyj geceler...
Gönderen Unknown zaman: 17:39
Etiketler: beylerbeyi, istanbul, kar, kış, okan bayülgen
15 Şubat 2012 Çarşamba
kurabiye aşkına!
bloglar sayesinde herkes kendi yetenek keşfini yaptı mı dersiniz? emeğe saygım sonsuz asla laf edemem ama son zamanlarda iş ehli olsun olmasın herkesin Xphotography, Yphotography gibi veya bilimum cookie - pasta tasarımı yapanlar arttı.El sanatları gerçekten insanın ufkunu açan, gözünüze başka bir bakış açısı katan bir uğraş.Eğer içten gelen ilhamınız da kuvvetliyse elinizden kurtuluş yok.
İnternet dünyayı öylesine küçülttü ki insan yeniliklerin hızına yetişemez halde...
Burada gördüğüm bir poşet tasarımı size farklı şeyler denemeniz açısından fikir olabilir.
Kurabiye canavarı fikri tartışılmaz , güzel olmuş...
bu poşeti görür görmez içinde kurabiye canavarlı cupcakeler hayal ettim. oysaki daha yeni tatlılardan uzaklaşma kararı almıştım... :)
hayal gücünüze bıraktığım kendi tasarımınız bir yana buyrun burada kurabiye canavarı karton poşet yapımı...
öncelikle düz bir karton poşet alıyorsunuz...
Gönderen Unknown zaman: 16:22
Etiketler: d.i.y., do it yourself, el yapımı, farklı, handmade, kurabiye canavarı, mavi, poşet tasarımı, yaratıcı, yüzümü gülümsetenler
9 Şubat 2012 Perşembe
bu sabah...
Gönderen Unknown zaman: 13:07
Etiketler: bugünlerde, ciciseylerdukkani, el yapımı, farklı, hediye, keçe, keçe sanatı, koleksiyon, melek, pamuk prenses, yıldız
8 Şubat 2012 Çarşamba
aşka yelken açalım mı?
aşk için atıp tutmayı ne çok seviyoruz değil mi? her yer 14 şubata kadar kırmızı egemenliğinde.
global dünyada, kapitalizme kendini kaptırmış her insanoğlu gibi, ne kadar bu günlerin tüketime dayalı sistemine kendimizi kaptırmak istemesek bile insan içten içe ne yapsam sevgilime diye düşünmüyor değil...
insan aşka aşık olunca hayatın ona bahaneler sunması ekstra değil de nedir?küçücük dünyamıza soktuğumuz, insanı bazen kahreden bazen göklere çıkartan adına aşk dediğimiz bu duyguyu kimbilir kaç İsveçli bilim adamı araştırdı...sonuç ???
7 den 70 e kalp çarptığı sürece, insan aldandığı sürece o kelebekler çırpınıyor insanın içinde....fizyolojik gerçekliği hakkında bilimsel verileri paylaşmaya gerek yok... varlığı veya yokluğu üzerine herkesin kendince dönemsel fikirleri olabilir..
aşka inanmaya o kadar meyilliyiz ki masallarımızda bile kurbağaları prenslere dönüştürüyoruz bir öpücükle,yüzyıllardır uyuyan güzel olup beyaz atlı prensimizin bi öpücüğüyle yeniden hayata dönüyoruz,sindrella olup kaybettiğimiz ayakkabının aşkı ayağımıza getireceğini düşünüyoruz....bütün bu masallarla büyürken hayat yolunda hep mucizeleri bekliyoruz.ama gerçeklerle karşılaşınca yani hayatın diğer yüzünü de görünce tüm o inandığımız masallar yok oluyor.ama şimdi konumuz bu değil...
Gönderen Unknown zaman: 17:57
Etiketler: aşk, ayıcık, ayıcık buketi, buket, çiçek, dekor, dekorasyon, farklı, gülmek, hediye, pasta, porland, sevgililer günü, sevgililer günü 2011, sürpiz, tepe home, yüzümü gülümsetenler
1 Şubat 2012 Çarşamba
keçeden mutluluklar
el sanatlarıyla alakalı o kadar çok blog var ki.... yazı başlığıma koydugum bir blog adı mıydı yoksa aklıma takılan beğendiğim bir slogan mı net olarak hatırlayamadım...
keçenin materyel olarak kullanımı çok çok eskilere dayanıyor. neredeyse bilinen ilk tekstil ürünüymüş.internetin yalancısıyım.bloglarda gezinirken birbirinden farklı örneklerini gördüğüm birçok tasarım var.malzemeyi dogru harmanlayıp ortaya çıkan ürüne vurulmamak elde değil.kolay şekil verilebilmesi de sanırım çalışmayı kolaylaştıran bir neden.
İtalya'da Macef fuarındaydım.Keçe kullanılarak yapılmış ürünlerin sergilendiği bir stand dikkatimi çekti ve tabii fotografını çekmeden geçemedim.Eminim burada da çektiklerimin alası yapılıyordur.- ki yapılıyor :)
bu ev çantalar çok hoşuma gitti...