31 Mart 2010 Çarşamba

kul kurar kader gülermiş...

kader üzerine ne şarkılar,ne filmler,ne sözler söylendi.hiçbiri bu kadar özet olamazdı.kavram sorunsalının içinde önemli bir yere sahiptir kendisi zira.tavuk mu yumurtadan,yumurta mı tavuktan çıkar? gibi birşey.kaderi biz mi yazarız,yazılanı mı yaşarız?bu böyle sürüp gider,kimse net birşey ispat edemez.kim neye inanıyorsa öyle yaşar.
bir de gülmek demişken malum nerden çıktığı belli olmayan o gün geldi.Mart bitti geldi çattı Nisan.yarın malesef insanların birbirlerine her türlü absürt şakayı yapma gücünü kendinde bularak 1 Nisana sığınacağı o gün.hem kader hem şakadan bahsetmişken dahada derinlere inip zaman zaman şunu da düşünmek mümkün,ya hayat koca bir şakaysa???
:) sustum.

19 Mart 2010 Cuma

h'AY'al hırsızı!!


''Gece gökyüzünün kazanını dolduran Ay ve yıldızlar,insanın hayallerini ve yaratıcılığını kışkırtan altınlar gibidirler.Uygarlık tarihindeki asıl zenginlik dünyadaki değil,gökyüzündeki altınları toparlayabilmektir.Bir toplum,altınları için bankalar yapıyor ama hayallerini bir çatı altında toplayacak müzeler kuramıyorsa,siyasetçileri,ekonomistleri istediği kadar konuşsun yoksullaşıyor demektir.''
Sunay Akın-AY HIRSIZI(syf.79)

söylenecek söz kalmamış aslında. hayallerinden vazgeçmiş bir toplum olup çıkmışız sanki. yakın örneklerime bakıyorum gün içinde karşılaştıgım insanlarla konusuyorum. stres dolu,gergin hallerdeyiz.kimse kurdugu hayallerin peşinden gitmemiş ya da gidememiş,kimse tam da olmak istediği yerde değil.hatta hayal kurmayı bırakıp monotonluğa teslim ruhsuzluk halini bile görüyorum malesef.
geçtiğimiz günlerde gazeteler çocukluk hayallerinin peşinden gitmeyi başarabilmiş bir Fransızı yazdı.okurken o an gaza geldim,aslında hayat çok kısa,kafamıza koydugumuz bir şeyi neden yapmayalım dedim içimden.olur böyle bazen hepimize,anlık gaza gelmeler.hikayesini okumak için buraya bakabilirsiniz.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14132219.asp ,yazının sonunda verilmiş malesef komik ve halimize acınası bir tablo var.gerisi için yorum herkesin kendisine kalmış.
bu şartlar altında hayaller kurabilmek,hayallerin peşine düşebilmek, kültürünü, birikimini insan olmanın keyfine vararak yaşamak ve yaşatabilmek adına ne yapmamız gerekiyor?bilen varsa bana da söylesin.

3 Mart 2010 Çarşamba

benden..

uzun zamandır takip ettiğim bloglardan sonra kendi kişisel blogumu açmaya karar verdiğimde kafamda net bişey yoktu.içine girdikçe bambaşka bir alem olduğunu düşündüğüm sanal dünya hergün beni şaşırttı.burda dönen başka bir hayat varmış.ama işin içine insan girdim mi sanalda olsa herşey aynıymış.bloglardan birbirleriyle güzel dostluklar kurmuş olanlar,birbirlerini çekemeyip atışanlar hatta mahkemelik olanlar,hobilerini ticarete dökmüş olanlar hepsi ve daha fazlası blog dünyasında.öyle ki özellikle moda blogları moda dünyasına damgasını vurmuş.defilelerde dergi editörlerinin yerlerini sarsmış durumdalar.internet müthiş bir kitle iletişim aracı ama hala bazen aklım almıyor benim bu teknolojiyi.herşeyden biraz kendine katmayı seven ben,bir türlü toparlayamadığım dağınık aklımla gezdiğimiz bloglarda siyasetinden modasına,yemeğinden hobisine blogları gezdik durduk.iş kendi kişisel blogumuza gelince napacağımızı şaşırdık.bir yol seçmeli miydik?gerek olmadıgına karar verip aklımıza ne eserse yazmayı,paylaşmayı düşündük.gerçi var bizimde kafa yorduğumuz mevzular...ama derinlere inmeye gerek yok şu ara.
içimden gelenlerden,hoşuma gidenlerden bahsetmek için .....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...