27 Nisan 2011 Çarşamba

sarılmanın gücü.


bazı anlar ,bazı durumlar insan zihninde anlamsız yer eder. olaylara , kişilere eşyalara gereğinden fazla anlam yüklemeyi bırakalı çok oluyor.beklentiye girmediğiniz sürece hayal kırıklığı yaşama durumunuz azalıyor.
görselle destekleyemeyeceğim 2 şey geldi aklıma yazmak istedim. şu sıralar asker yolu bekleyenler kervanına dahil olduğumdan alışık olmadığım hissiyatlar içindeyim.

yıllar önce annemin mağazasında bulunan çok güzel bir biblo vardı.bir kadın ve bir adam ayaklarının dibinde bir bavul ve ceket.kadın adamın omzuna başını yaslamış.nedense kim o biblo ile ilgilense ilk sorum sizce veda mı ediyorlar kavuşmuşlar mı? olurdu.her seferinde birbirinden farklı durumlar yaratırdım aklımda onlar a
dına.
bir de henüz internet evlere bu kadar girmemişken yazılı basını ,dergileri vs. takip eden insanlarken biz , ya tempo ya aktüel ya da herneyse bir dergiden beni etkilemiş olmalı ki kestiğim hatta üşenmeyip çerçevelettiğim bir fotoğraf var siyah beyaz.burdan benim psikolojime değinebilrsiniz :) bir önceki gibi yine bir çif
t birbirine sarılmış bir çift aynı şekilde kavuşmaları ya da ayrılıyor olmaları üzerine fikirlerim var. çerçevesinde duruyor odamda.hala zaman zaman aklımda kavuşuyor bazen ayrılıyorlar.
ama neden şimdi bu saatte aklıma geldi de yazdım bilemiyorum.duygusal halimden mi kaynaklanıyor acaba?

görselle destekleyemeyeceğim demiş olsam da,sarılmanın gücüne inanırım. barfi bir görsel koyayım.

26 Nisan 2011 Salı

peri masalı



hayatı peri masalı gibi olan biri sahiden var mıdır bu devirde?çok merak ediyorum pamuklara sarmalanmış , dünyaya kendi cam fanusundan bakabilmek mümkün mü?sanki herşeyin yolunda gidiyor olmasında bile bir terslik var gibi gelmez mi size de?hani arkadaşlarla çok gülersiniz ve arkasından ''bak çok güldük kesin bişey olacak'' hissi oturmaz mı içinize?

şimdi feng shui , kuantum ,enerji vs. herhangi birşeyle açıklanması gerekiyor mu bilmiyorum ama bazen içimde herşey çok güzel olacak hissi olduğu halde hayatın beni kandırdığını da düşünmüyor değilim.hani düşününce oluyordu diyorum ...ama elbet olacak -inancımızı kırmayalım :) -

ak sakallı dedeyi rüyamda henüz görmedim ya da o sihirli değnek benim hayatıma değmedi ama güzel olacaksa herşey ve varsa sahiden istiyorum bu peri tozundan :)

bugün içimde bu his vardı sanki...

25 Nisan 2011 Pazartesi

violet


hani böyle ara geçiş renkleri vardır, tarif ederken anlatamazsınız. bu ortancaların rengide öyle değil mi?mavi desem değil lila değil mor hiç değil pembelikte var ama yok o da değil.

doğanın bize sunduğu binbir çeşit renk içerisindeki güzelliklerden sadece biri bu aklıma gelen. tam tamına violet rengi mi oluyor bilemiyorum ama bana göre violet deyince bu renk aklımda.
aklınızda olsun :)

ortancaları anladım doğadan mükemmeliyetleri ama fotoğrafın solundaki cupcakeler nedir öyle?üstü ayrı bir sanat ,gerçeğinden ayırt edememecesine ....

pazartesiye methiye :)


Bugün pazartesi...hani şu sendromu olan, bazen gelmesin istediğiniz bazen hemen gelse de zaman geçse dediğiniz gün.günler geceleri,aylar yılları kovalarken farkına varamadan geçenin ömrümüz olduğunu anlamak ne acı aslında!
Bugün pazartesi...hani şu uygulayamayacağınızı bildiğiniz halde yeni kararları aldığınız ama bazen gerçekten uygulamaya başlayabildiğiniz gün.
Bugün aslında hayatınızın her gününü ilk günü gibi heyecanla yaşamanızı dileyeceğim,arkanızda bıraktığınız sizi üzen ne varsa dönüp bakmamanızı dileyeceğim gün.
Sevgiler...

24 Nisan 2011 Pazar

Paskalya! Easter! Pasqua! ya da her neyse...


hani hep İstanbul'da dinlerin dillerin birbirine karıştığı günlerin güzelliğini özlemle anlatan büyüklerimiz vardır.gitgide yok ettiğimiz değerlerin arasında ,zamanın hızına kapılmış giderken komşuluğu, selamlaşmayı, güleryüzü bıraktık sanki. daha bir tahammülsüz daha bir vurdumduymaz hal aldık toplum olarak. yok bu gece karamsar olmayacağım.güzelliklerden bahsedeceğim.

çevresinde Rum ,Ermeni komşuların olduğu komşuluktan öte dostlukların kurulduğu insanların birbirini ötekileştirmeden birarada yaşadığı nadir semtlerden birinde, Moda'da geçirdiğim zamanların kıymetini gün geçtikçe daha fazla anlar oldum sanki.Bayramların, geleneklerin birbirine karıştığı semtlerdendir.Hristiyanların Paskalya Bayramı bugün. gezdiğim yurtdışı bloglarında son 15 gündür birbirinden farklı farklı yumurta süslemeleri,cıvıl cıvıl dekorlar vs...içimi kıpır kıpır yapan ,beni bu saatte böyle gaza getiren.

Paskalyayı doğanın yeniden uyanışı olarak algılıyorum ben,tabi ki dini inanç kısmında Hristiyanlar için farklı gerekçe ve anlamı vardır ,saygı duyarım ama ritüellere kutlamalar için yapılan çöreğe ,simgesinin yumurta olmasına bakıldığında bahar bayramı gibidir benim için. Nisan sonuna gelmiş, soğuklardan bunalmış vaziyette baharı beklediğimiz, güneşe hasret kaldığımız şu günlerde,börtü böceğin yeniden yeryüzüne çıkmasına , tohumların yeşermesine , üremeye, bolluğa berekete insanoğlunun öyle ya da böyle bir şekilde minnetidir belki bu bayram.

Yarın olsun , güneş yeryüzünü ısıtsın yavaş yavaş.Güzel bir pazar, güzel bir bahar başlangıcı olsun.

17 Nisan 2011 Pazar

toplumsal !

üniversitede okuduğum bölümden dolayı mı yoksa kendi ilgi alanımın içine dahil olması nedeniyle mi bilmem eskiden beri uzak duramıyorum toplum olarak yaşadığımız durumlardan.oysa zaman zaman kendini güdülen koyun gibi çobana emanet etmiş birilerine imrenmiyor değilim.isyankarlık değil kastettiğim ama biraz düşün be insan! diye haykırasım geliyor... birilerinin akıllıca oyunlarına kurban oluyoruz malesef. umutsuz olma diyorlar bazen bana ama toplumdaki yozlaşmayı gördükçe nereye gidiyoruz? diyorum.

yozlaştırılmış toplum güdülmeye hazır sürüdür ne de olsa.düşünmeyen, tarihini bilmeyen,dizilerle uyutulan bir toplumun ahlaki değerlerini de çürütmeye başladığınız zaman o ele geçirilmiştir artık.evet popüler kültürde olsun çıtır çerez niyetine hayatımızda ama hayatlarımızın içini daha güzel dolduralım.

facebookta bir video geziyordu son günlerde, şu kaynar suya atılan kurbağa mevzu. herkes paylaştı paylaştı günler sonra izledim .çok güzel anl
atılan bir durum var ortada tabi anlayana.toplum mekanizmalarının işleyişini benzetme ve anlatımı akıllıca.hak-özgürlükler-kontrol duygusu üzerine sergilenen yaklaşımı anlatmış.videoyu izler izlemez J.J.Rousseau 'nun Toplum Sözleşmesi'nde yer alan o meşhur cümle aklıma geldi; insan özgür doğar oysa her yerde zincire vurulmuştur.özgürlüğü sınırsızlık olarak algılamak cehalettir.insan yaşadığı toplum içerisinde farklı düşüncelere -inançlara saygılı kalabildiği sürece o toplumda yenilikler meydana gelir.farklılıkların yarattığı dinamizmden doğan yenilikler.işte bu videoyu izlediğimde aklımın köşesinden geçenler bunlar olmuştu.-bu arada Siyaset Felsefesi derslerini ayrı bir sevmiş daha yakın gelmiştir bana.-

koyun dedik bari bir Selçuk Erdem karikatürü paylaşalım.




15 Nisan 2011 Cuma

yaz hayali...

sabit hayalleriniz var mıdır? benim var,ulaşılması öyle çok zor olmayan ama zaman zaman içim sıkıldıkça hep aynı hayali kurduğum...yazın herkes tatildeyken durup dururken aklıma gelen, kışın -ki kışı hiç sevmem- soğukta donarken içim ısınsın diye kurduğum bir hayal...

şöyle sıcak ama bunaltıcı olmayan iklimlerden birinde ,ben uzağa gitmem Ege- Akdeniz tarafları bana yeter..hani güneşten yanmış teninizin üzerinde denizin tuzu tazedir henüz.gün batarken dinğinliği kalır üzerinizde,hava hafiften esmeye başlar sanki aradığınız ferahlığı size getiren bir müjde gibi...farkında olmadan uykuya dalarsınız.uyandığınızda hava kararmıştır neredeyse.yazın enerjisi bitmez, dostlarla gece yeni başlayacaktır. hoş sohbetlerin yapıldığı verandanızda, yıldızların altında yeni bir muhabbet başlamıştır...

daha fazla uzatmayacağım...

belli ki ben yazı sabırsızlıkla bekliyorum.güneşi,denizi,kumu,terlikle gezmeyi,güneşten pembeleşen cildi çok seviyorum.

artık yaz gelsin.


13 Nisan 2011 Çarşamba

bu fotoğrafları sevdim! :)

Yaz yaklaşınca haftasonları programları şimdilerden dolmaya başlıyor nişanlarla kınalarla düğünlerle...bunlar bir 3'lü olarak uzaktan bakınca güzel ,içine girince detay dolu...geçen postta bahsettiğim fotoğraflara çok iyi puan vermesem de ben daha yaratıcı eğlenceli fotoğraflara bakmayı yeğliyorum...mesela böyle;




yaz için eğlenceli ve sıcacık nişan fotoğrafları..aslında uzaktan çok basit gibi gözüken ama fotoğraf çeken bakımından ciddi emek ve ekipman gerektiren ,konsept belli olduktan sonra detayları oluşturup kendinizi güvendiğiniz bir fotoğrafçıya emanet etmeniz yeterli olacaktır.Konseptinizi ortak hobiniz, en sevdiğiniz film, belli bir dönem ya da sevdiğiniz bir yeri ayarlayarak oluşturabilirsiniz.''The Notebook'' filmini bilenler bilir...unutanlar varsa şimdiki karelerden çağrısım yapabilir :) buyrun ;





bu fotoğraflar ve daha fazlası için.... bu adrese bir göz atın derim ;

http://greenweddingshoes.com/

ne zaman nerden buldum hatırlamıyorum ama not etmişim bir kenara görsel olarak hoşuma gitmiş olsa gerek...

8 Nisan 2011 Cuma

yaz yaklaşırken ...

Martha Stewart Wedding Türkiye , Nisan sayısıyla artık ülkemizde.İnternetten takip ettiğimiz gibi dergiyi de dolu dolu sunmuşlar bize.Umarım bundan sonraki sayılarda da klişeden uzak farklı fikirlerle bizlere ilham verirler.Mesela dergide yer alan yaz düğünlerinde küçük şişelerde limonata fikri pek ferahlatıcı ya da gelin buketindeki çiçeklerin saplarında yer alan farklı dileklerin yazıldığı küçük notlar ve gecenin sonunda gelin buketi atıldığında bir değil birden fazla kişiye güzel dileklerin ulaşması....




Çok cicili bicili bir kız olamasam da , zaman zaman herkes gibi benimde içimdeki o küçük kız hayallere dalıyor.Özel günlerde çekilen stüdyo fotoğraflarını oldum olası yapay buluyorum.İnternette özellikle nişan veya düğünlerde tematik fotoğraf çekimlerine ise bayılıyorum.Artık Türkiye'de de yok değil istenince herşey yapılabilir.Kadıköy'de eski dergilerin satıldığı bir sahaftan çok güzel bir dergi almıştım bundan 7 sene önce.Annemin işi nedeniyle farklı fikirleri takip edebilmek önemliydi.Derginin adı ; Grace Ormonde Wedding Style


İlk sayfalarında yer alan bir fotoğraf beni benden almıştı.Havuz kenarında mini gelinliği ile duran bir gelin ve havuzun içinden gelinin ayak bileğini öpen bir damat.Styling mi diyorlar buna tam bilemiyorum ama bence başarılıydı.Tabi gelin ve damadın model olması görsel hafıza da yer etmesine başlı başına sebep. Bu yazıyı yazıyor olmak nerden geldi aklıma neden evlilikle ilgili bir konuya girdim bilemıyorum ama bir sürü uçuşan fikirler arasından hoşuma gidenleri paylaşayım istedim sanırım.

Bu yaz evlenecek bir arkadaşımın bekarlığa vedasında klasik taçlar vs. yapmayalım da tematik birşeyler mi olsun diyorum?Daha zamanı var belki ama fikri sunsam belki farklı güzel birşeyler ortaya çıkar çıkmasa da ilerde benim bekarlığa vedam da birşeyler yapılabilir. ;) Grace Ormonde 'un sitesinde gezinirken bulduğum bu Barbie temalı nişan ve bekarlığa veda fotoğrafları şimdiye kadar gördüklerimin en yaratıcısı değil belki ama yine de tema bakımından cicili bicili ve içinde Barbie ruhu taşıyan kızlara hitap edebilir. :)

Fotoğraflar için buraya ; Barbie Temalı Nişan Fotoğrafları
Barbie Temalı Bridal Shower Fotoğrafları



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...