27 Nisan 2012 Cuma

eat what you love , love what you eat!


İstanbul'un birbirinde en uzak 5-6 ilçesinde geçirilmiş bir günün ardından aman köprü trafiğine kalmayalım diye koşturmaca içinde geçirdiğimiz anların sonunda annemle kendimize ödül olarak Cookshop'a uğradık... Malum Altunizade de yeni bir şubeleri var ve en yakın olaral orayı tercih ettik.
Güneşten solmuş ekose örtüleri hariç herşey bildiğimiz  Cookshop ... güneşe çözüm şemsiyeden öteye geçemez malum ama bu kırmızıdan turuncuya dönmeye başlamış örtüleri değiştirmeliler bence...

Haftasonu geldi diye sevinenlerden olamayacagım için güzel anlarımı hafızaya kazıma amaçlı saklıyorum...bu ekose örtünün bana verdiği mutluluk gibi... :)

                                                                                                                               

23 Nisan 2012 Pazartesi

bugünlerde...

                                              bulutların üzerine çıkıp yeni bir şehre inesim var...


biraz gezip yeni yerleri görmek, 

     elimde kitabıma gömülüp aklıma estiğince miskinlik yapabilmek istiyorum...





                                                                                                                                        

17 Nisan 2012 Salı

bazı pazarlar...



bazı pazarlar... insanın içine umut veriyor ... kıştan yaza geçerken , sıcaklığa hasretken aldanıyoruz güneşe.bi kıpırtı , bi telaş! oysa arkası yine kış....ama yazın da tadına varalım.

sevgiliyle yapılan ufacık bir yürüyüş anında denk geldiğimiz çift gökkuşağı :)
bu bizim şansımız...şanslı oldugumuz anlamında mı acaba?
fotoğraf telefonla çekildiğinden çok net olamayabilir...

şansa ve ufacık güzel mucizelere karşı beklentimiz sonsuz! ve biliyoruz ki hayat bize cömert olacak bu konuda. öyle büyük büyük beklentiler değil, kendini tamamlamak diye birşey varsa eğer biz o hazzı yaşayalım hayatta! istediğimiz gibi yoluna koyalım hayatı...

bazı pazarlar ben pazar günlerini sevmesem bile sevilmeye layık ! :)

                                                                                                                                   

14 Nisan 2012 Cumartesi

şans

neyin iyi neyin bizim için kötü oldugunu üstünden zaman geçtikten sonra farkederiz ya çogu zaman....

geçen hafta malumunuz nişanım vardı...çok sıkışık bir zaman dilimine sığdırmış gibi koşturmacalar ve telaşlarla da olsa herşeyin üstesinden geldik çok şükür....oysa bir hafta sonra yani bugün itibariyle yapmış olsaydık nişanlıma göre herşey daha rahat olacaktı. hani şans mı dersiniz kısmet mi bilemem ama ben eğer nişanım bugün yapsaydım, dışarda yağan sağanak yüzünden strese girer muhtemelen moral bozukluğu ile günümü geçirirdim geçirmesine ama biraz zehir kıvamında olurdu...
oysa tüm nişan günümde neredeyse en heyecanlı, en mutlu olduğum an gündüz dışarda yaptığımız fotoğraf çekimi idi...hala heyecanla fotoğraflarımı bekliyorum :)

   bugünün yağmuruna inat , baharı bekleyen sıcağı seven ben bu fotoğraflarımı paylaşmak istedim....
fotoğraf çekimlerimizi Göztepe Özgürlük Parkında yaptık.Çokta keyif aldık ama tabii her yere topuklularla basamayacağımdan yanımda babetlerim hareketimi hızlandırdı...

alttaki babetlerim DogoShoes çok fazla babet giyen biri değilim ,açıkçası babetlerle çok rahat edemem ama Dogoların rahatlığına lafım yok. Rahat ettiğim nadir babetlerden, tavsiye! benim modelim Love Way... ve daha nice istediğim desen ve modelleri var... :)




neyse şansıma inanan ve güvenen bir insanım . aksi halde hayatı zorlaştırmış oluyorum...
hayata pozitif bakmak diye bir kavram var ya hani, pollyanna olmayalım ama yüzümüzden gülümsemeyi, içimizden iyi niyeti eksik etmeyelim derim...

siz ne dersiniz?





8 Nisan 2012 Pazar

nişan günümüz...

07.04.2012 tarihi takvimimde işaretli günlerin en güzellerinden birinde yerini aldı...

ama bu güne gelmeden önce , öncesini anlatayım istiyorum...
Nişan mekanı olarak Nanna Restaurant'ı tuttuk. 100 kişilik bir organizasyonumuz için kendinden emin halkla ilişkiler görevlisinin sözlerine, gayet güvenerek herşeyin sorunsuz olacagına inanarak yola çıktık.Oturma planı için daha önceden gitmem gerekirken ben nişan gününden ancak 1 gün önce gidip düzenlemeleri görüşebildim. Ve söylenenlerin üzerinden tekrar geçerken ilk konuştuklarımızda o an söylenenlerin birbirinden alakasız olması, söylediklerini söylemedik demeleri gibi ufak sıkıntılar yaşadık. neredeyse 3 saatin sonunda orta yolu bulabildik ama yaşadığım stres ve sıkıntı, nasıl olacak korkusu bana yetti...
Menü yönünden herhangi bir problem yaşamadık ama organizasyon konusunda bir dosya sunmuşlardı önüme. dışardan süsleme kabul etmiyorlar ve ben de zaten nişan oldugu için çok sade bir düzenleme istiyordum...

getirdikleri katalogda daha önceden orada yapılmış bir sürü örnek içinden fotoğraftaki gibi

masa ve sandalyeler beyaz kadife örtü üzerlerine beyaz mum etrafına mor ve beyaz canlı çiçekli bir düzenleme seçmiştim.kendi çalıştıkları bir canlı çiçekçi oldugunu ve mevsime göre ufak farklılıklar olabileceğini söylediler amenna! olabilir diyip kabul ettim...

ama 1 gün öncesinde gittiğimde oturma planını yaptıktan ve masa düzenleri ayarlandıktan sonra tekrar kontrol için detayları konustugumuzda canlı çiçek olmayacağını , öyle birşey söylemediklerini - ki 3 kişiydik ve söylediklerinden eminiz!- masalara altın rengi yapay çiçek düzenlemeleri koyabileceklerini yada boncuklu tekli şamdan alternatifleri oldugunu söylediler. ya sabır' diyip moralimi bozmayacağımı kendi kendime tekrar edip durdum.
anneciğim üzülmüş olacak ki , canlı çiçekleri kendimiz yaptırırız dedi ve gerçekten hem çok çok uygun fiyata hem de gönlümüzce güzel çiçekler yaptırdık masalara...arkadaşlarımdan duydugum kadarıyla salona ilk girildiğince canlı çiçek kokusu heryeri sarmış ve mis gibiymiş :) buyrun masalardaki çiçeklerim... gece sonunda
masalarda kalan misafirlerimize dağıttım evlerine götürmek üzere...


bir de nişan için hazırladığım çikolatalı hediyeliklerim vardı... porselen 2'li güvercin biblolarım...her zaman adet konusunda sıkıntı yaşanır ya... yaklaşık 20-25 adet fazlam oldugu halde yetmedi...üstelik bu fazla alımları genelde en yakınlar yapar.neyse fazla fazla yetti belli ki :) buyrun nişan hediyeliklerimde burada...


gelelim pastamıza... pastamı Görgülü Pastanelerinden seçtim. Lezzetinden ve kalitesinden son derece memnun kaldığımı ve şiddetle tavsiye ettiğimi söylemek isterim.çikolatalı muzlu bir seçim yaptım ve çok taze ve lezzetli olarak tüm misafirlerin beğenisini kazandı.pastam fotograftakinin 2 katlısıydı...çok sade ve şıktı bence...


son olarak yine Nanna Restaurantla alakalı olarak yemek-müzik ve servis kalitesine değinecek olursam...yemekler aldığım duyumlara göre lezzetliydi , özellikle balık tercih edenler gayet memnun kalmışlardı.servis hızı ve kalitesine de diyeceğim bir laf yok bildiğim eksiksiz ve hızlı servis oldu, herhangi bir karışıklık ve aksama yaşanmadı.biz menümüze alkolu dahil etmedik ... misafirlerimden aldığım tek şikayet en azından bol bol meşrubat dağıtılmadığı ..sonrasında şeflerine bir uyarı yaparak bunu da halletmişler! en azından meşrubat servisi hızlanmış..
gelelim müziğe ... aslında bana göre bir mekandaki eğlence dozunu gelen misafirler belirler... bizim taraf maşallah gayet oynamaya yatkın oldugundan genel anlamda eğlendik. eğlenmeye hazır geldiğinizde ise müziğin çok anlamı olmaz, siz zaten eğleneceksinizdir. :) biz hiç oturmadan eğlendik ...canlı fasıl ekibi iyiydi ama ilerleyen saatlerde çıkan pop canlı müzikte aynı başarı olduğunu söyleyemeyeceğim.bu arada atlamayayım biz öyle ilk çıkışımız için müzik falan ayarlamadan gitmiştik. misafirlerin karşısına ilk çıkacağımız zaman bizden hangi şarkıyı istediğimizi sordular. inanın tek şarkı aklıma gelmedi... sanki hiç birşey bilmiyormusuz gibi telefon joker hakkımızı kullanarak bir arkadasımızdan tavsiye aldık...

içlerinden beğendiğimizi seçtik...ilk dansa çıkarken şarkımız BUYDU ve gerçekten hem çok anlamlı oldu hem de çok güzel... tabi ben heyecandan bayıldım bayılacağım baktım olmuyor bari dansta rahatlayayım diye biraz döne döne falan dans etmeyi denedim...anneler ile gözgöze geldiğimde ise gözyaşlarım yavaştan bıraktı kendini... tamamen mutluluktan ! :)

yani gecenin özetinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. ( en başta annem ve tüm yardımcı olanlara...)

Nanna Restaurantı tavsiye ediyorum ama detaylar üzerine fazlaca düşün, son dakika sürprizleriniz olmasın diyorum...puan verecek olursam 10 üzerinden 7 verirdim. :)

Nişan fotoğraflarımsa birbririnden şahane olacaklar... Fotoğrafar elime ulaşır ulaşmaz bir yazı ekleyeceğim.Yüzüklerimin tutulduğu tepsi ve iğnedanlığım ise gecenin bombasıydı ve tabii tepsimi tutan kuzenim...

devam edecek... :)

6 Nisan 2012 Cuma

bugünlerde...

hayatı kolaylaştırmak adına mucize değil minicik ve amaca yönelik bir kaç küçük ilaca ihtiyacım var...


kaybolmak üzere yatağa gömülüp dünya ile ilişiği kesesim ...


sonra yüzyıllık uykusundan uyanan prenses misali hayatla barışıp;

kırmızı ekoseli örtümüzü kırlara yayıp uzanıp


bisikletle kırlarda çimen kokusunu içime çeke çeke gezesim var...


işte benim böyle dengesiz bir ruh halim var. :)





1 Nisan 2012 Pazar

su gibi geçen günlerden...

daha düğün falan değil bu... önümdeki süreç kısa , yapılacak iş çok , gönülden geçenler çok...
aklımda sanki çok şey varmış ve hiçbiri yetişmicekmiş gibi panik haldeyim.
bugün alyanslarımızı halletmek üzere Kapalıçarşıya yola çıktık.Onur'un tek izin günü bugüne denk geldiğinden Cumartesi yoğunluğunu da hesaba katarsanız ne hale gelmiş oldugumuzu anlarsınız.Enteresandır çok zor karar veren ben alyansları ilk görüşte vitrinden seçtim. :)
Kapalıçarşıya uzun zamandır gitmiyordum...Havası başkadır , tılsımlıdır bedestenleri insanı alır götürür başka zamanlara.Nerde ne yenir ne yapılır çok araştırarak gitmediğimizden sora sora tavsiyelerle gittiğimiz Havuzlu Restaurantta  gayet su sesleri eşliğinde öğle yemeğimizi yedik sonrasında ne vardı neler yapılacaktı düşüncesiyle yola koyulduk.


Akaretler mağazasının önünden koşturmacalı geçtiğimden bir türlü içine girme fırsatı bulamadığım Kapalıçarşıda şubesi oldugunun bi yerlerden aklımda kaldığı Dantell adlı mağazaya da uğrayalım dedik. Ama girmek ne mümkün ... çok kalabalıktı girebildiğimiz kadar girip geri çıktık.bu aralar dantel ve tekstil mağazalarında bir furyadır gidiyor sanki.Son zamanlarda benim algısal seçiciliğimden midir yoksa gerçekten tekstilde böyle bir açık vardı da mı çoğaldılar bilemiyorum ama English Home, Madame Coco,AlexandreHome, Dantell vs vs... gibi ilk aklıma gelenler ....fiyat aralıkları seçmiş oldukları müşteri kitlesine göre farklılık gösterse bile her birinin güzel ve özel ürünleri , hoş sunumları akılda kalıcı.

burdan çıktıktan sonra klasik çeyiz alışverişi için Mahmutpaşa tarafına yola koyulduk.Hürriyet Çarşısı adlı pasaja gitme tavsiyelerini dinleyerek oradaki mağazalara bakınmaya başladık. Aslında neredeyse hepsi birbirinin aynı bir sürü çeyiz-çamaşır odaklı mağaza, insana yapışınca bırakmak bilmeyen satıcılar, sizinle senli-benli konuşabilen ukala tipli tezgahtarlar....içime giren sıkıntı sonucu bir an önce oradan çıkmak istememle sonuçlandı herşey.anladık ki bize göre değil bu işler... :)

Anadolu yakamıza döndük... Dönerken koşturmacadan neden hiç fotoğraf çekmediğimize hayıflanacağımıza zararın neresinden dönsek kardır diyerek Galata manzaralı fotoğraflarımızı çektik...


Kadıkoyde miting olması sebebiyle sabahtan beri kilit olan trafik sebebiyle Kadıkoy çarşıya gidemeyip Tepe Nautilusta karar kıldık.Kalabalıktı evet ama en azından rahatça gezilemeyecek kadar da değildi.Burdaki işlerimizi de kolayca hallettikten sonra en büyük zaafım olan dondurma için mola verdik. Damat beyin tabağından bir kare dondurma diye oturduk kendisi gayet tatlıya dadandı.elimde kanıtı bile var ;)

afiyet bal şeker olsun ...

nişan sürecinde çok şükür şimdiye kadar herşeyimiz rast gitti.İnşallah bundan sonrası içinde yolumuz açık olur.bol fotoğraflı ,bol kahkahalı, bol anılı günlere... ;)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...