14 Kasım 2012 Çarşamba

happily ever paper *

kağıtlarla mutlu benim gibi çok insan vardır eminim...

kağıtların rengi, kokusu, dokusu çeker bazılarımızı. deli oldugumuzu düşünenler olabilir ancak birşeylerin delisiysek ve o halde mutluysak buna kim karışır?

mesela bu notebooklara vurulmamak nasıl elimde olsun...çok basit gibi gözüken ince detayların oldugu , kağıdı sanata ve hayata katan tasarımlar.

misal Repunation  serisinde , almaya nereden başlasam diyor insan...

favorilerimse ;




mesela bir de tipbox serisi var ki , fotograf detaylarındaki inceliklerin nasıl özenle düşünüldüğüne bakarsanız bana hak vereceksiniz. şahsen tüm set benim olsa diye içimden geçirmiyor değilim. kağıt ve kağıt işlerine karşı iştahım nasıl kapanır bilemiyorum. hayır sürekli kullanmıyor olsam bile çeşit çeşit defter ve kalem hastalığıma engel olamıyorum.


sayfalarını incelerseniz daha neler neler var ...her birini burda detaylı anlatamayacağım ama güzel iş çıkarmışlar.

bu arada ben geç kalmış olabilirim ama kendilerini bonemagazine sayesinde tanıdım. nerede satılır derseniz buyrun Bil'store mağazalarına...online satın almak içinse ;





                                                                                                                                

6 Kasım 2012 Salı

nasıl anlatsam nerden başlasam?

çok uzun ara vermişim... zaten ara ara yazdığım için çok garipsenir bir durum değildir...
son yazımı çeyizlerde bırakmışım...

o süreç zaten belli değil mi? çeyiz faslı , kına gecesi ve düğün telaşı...ve final balayı :)

evimizi tuttuktan sonra eşya alma telaşına  geçtik. siparişler verildi şansımız yaver gitti ve herşey zamanında yetişti.genelde mobilyacılar zamanında teslimat yapmadıklarından ve çevremde sürekli yetişememe hikayeleri duydugumdan aslında normal olan sürece şükrediyorum. :)

dolaplardan yılların birikmişleri çıktı, ütülendi.. yerleştirilmek üzere hazırlandı. günler boyu süren bir dizi telaş.
merak konusu ise benim bi dünya mutfak eşyamın sığıp sığmayacağı idi. ve sonuç ; akıllıca çözümler yaratarak sığmaz denen herşeyi sığdırdık.

ev kısmı heyecanlı, kına faslı eğlenceli , düğün ise telaşla karışık, farkında olmadan ayakları yerden kesme hali...

kınayla başlamak istiyorum... işim gereği tanıdığım tanımadığım herkese elimden gelenin en güzelini yapma çabasında olan ben kendimle ilgili neredeyse hiçbirşeye el süremedim desem..
e gelin bensem ? başkaları yapsın değil mi? peki öyle mi oldu? emeği geçenlere teşekkürler ama yine de en çok koşturan ben oldum, çok yoruldum :)

çok şatafatlı olmayan ve sempatik bir kına gecesi istiyordum...
Anadolu yakasındaki mekanlardan tarih ve ulaşım açısından kolay olanı seçmem gerekiyordu üstelik havanın nasıl olacagını bilmesem bile açık havada olmasını istediğimden kesinlikle emindim..

Tanıdığımızın tavsiyesi ile Çamlıca'da bulunan Bambi Garden 'ı  ayarladık...Kına gecesi olduğu için düğün süslemesi gibi bir süsleme istemedim.. Sadece kırmızı peçeteler kullandık ve masa ortalarında ufak ferforje 5li ağaç mumluklarmız vardı.Girişte misafirlerimize güllü bir çanak içerisinde gül lokumu ikram ettik :)


















Misafirlere dağıtmak üzere hazırladığımız hediyelikleri kraft kağıttan poşetlere yerleştirdik.İçlerine keselerden koymak istemediğimden kuruyemişimizi cam kavanozlara , kınalarımızı Venedik maskeli magnetlere yerleştirerek , kına için hazırladığımız el güllerimizi ve zilli çubuklarımızı tek pakette sunmayı tercih ettik.





               &












mumlarımız , marakaslarımız , teflerimiz... benim için çok eğlenceli bir kına gecesi oldu umarım gelen misafirlerde aynı memnunıyetle oradan ayrılmışlardır.


Kına gecesi kıyafeti  maceramsa bir sonraki yazıda ...  








10 Eylül 2012 Pazartesi

çeyiz kırmızıları...


Mutfak hazırlıklarım son surat devam ederken, uzun zamandır küs oldugum renklerden kırmızıyla barışır oldum... Hersey cok kendiliginden gelisti aslında...

İcimdeki retro askina bu 2 objeyi mutfagin bir kosesine koymak uzere aldim...

Bakalim ortaya nasil bi ev cikacak, cunku hem ben hem nisanlim dekoraayona fazlasiyla merakliyiz... Kendimize basarilar diliyoruz..



                                                                                                                                         

6 Eylül 2012 Perşembe

olur bana böyle....

berbat bir sabaha uyanmak diye bir şey varsa benim için o gün bugün!
ağlaya ağlaya uykudan uyanmak neden?

uzun zamandır kendimi yeterince strese soktuğum için mi?
insanların riyakarlıklarına karşı onlar kadar yüzsüz olamadığım için mi bilemedim...

neyse bunlar iç karartıcı konular...

benim içimde büyük bir bisiklet aşkı var ki şu aralar hayatıma ciddi ciddi sokmayı planladığım tek şey.sanki pedal çevirdikçe herşeyi geride bırakacakmışım gibi.. :)

hayatı daha eğlenceli hale getirmem lazım... bunun aracı neden bisiklet olmasın?
İstanbulda biraz zor olsa bile , Anadolu yakası için en güze parkur Caddebostan sahili...evet bol bol bu amaca yönelik çalışmalıyım...


http://bisikletcumhuriyeti.com  bu adresi takipteyim... kafamda işaretlediklerim var ama bisiklet sevdalılarının tavsiyeleri denenip alınması yönünde...

belki sevdiceğimde kendine bi bisiklet alır kendimizi kırlara bayırlara veririz?....doğaya teslim oluruz bir gün...

keşke...

                                                                                                                                    

29 Temmuz 2012 Pazar

düğün telaşına doğru....

telefonuma yüklediğim geri sayım aracım der ki ; düğününüze

01 ay  23gün  12saat  23dakika  02saniye kaldı....

peki siz bi de bana sorun neler yaptın diye...

HİÇBİRŞEY desem ...

henüz bir evimiz bile yok :( daha bunun eşyası ıvırı zıvırı var...ev belli olmadan almayalım diye bekletiyoruz hepsini kafamızda tarz belli ama bakalım. umarım sorunsuz hallederiz ...



bridezilla moduna girmeme çok az kaldı...

zira dün gece gördüğüm rüya , hamilelerin kabusları olur ya bebeği farklı şekilde fln görürler.. aynı onlar gibiydim..rüyamda düğün günüm gelmiş çatmış, ne makyajım var ne saçım başım...öyle bir halde bir gün erteleyelim yetişemeyiz falan diyorum... zaten derken uyandım!

insanı birşeyler yapmaktan çok yapmamak yoruyormuş azizim. çunku yapmadıgımız her gün nasıl olacak telaşı içimde beni bitiriyor.

yukarıdan bir sihirli değnek bekliyoruz, herşeyi kolayca halledebilecek bir değnek olsun lütfen.çünkü biz çift olarak biraz kararsız ve huysuzuz..


                                                                                                                              

4 Temmuz 2012 Çarşamba

28


bu sene 27 olduğumdaki heyecan yok içimde...

hayattan bir yıl daha almanın neyini kutluyoruz yaşlanırken.
doğum günümden bir gün önce annemlerin sözleşmesiyle hepberaber kutladık yaşımı...
ertesi gün işyerimde kızlar kumpas yaptılar ...pasta yağmuruna 1 pasta daha dahil oldu....

akşamüstü çay vakti kardeşim ve güzel eşi macaronlu bir pasta ile gönlümü fethettiler...
ve bu haftasonu kızlarla eğlenicez ,kutlucazz...
detayları paylaşacağım...



26 Haziran 2012 Salı

bazı zamanlar böyle...

hani mesela diyorum rüyalar gerçek olsa... başka bir boyut varsa oraya geçişler serbest olsa ve tüm geçiş haklarımı kullansam. bu hayattan istediğimde uzaklaşsam ... büyük şehir kaosuna teslim ruhlarımız yaz sıcağı ile kavrulurken saçmalamam gayet normal değil mi?

belirsizliklerle ilerleyen bir hayatım var. ne çıkarsa bahtıma yaşıyorum şu ara... memnun muyum tabii ki evet...
hayat bana şikayet etmemeyi öğretti ama belli ki daha öğreneceğim çok şey var...

evlilik öncesi gayet anlayışsız ve suratsızım...pozitif ve heyecan dolu gelinlerin kıpır kıpırlığına gıpta ediyorum....

şimdilik bu kadar...


                                                                                                                             

12 Haziran 2012 Salı

bir varım bir yokum...

işte ben böyle bir hal içindeyim...

bloggerla olan ilişkimi özetim bu olur...
yazmaya başlayınca sonunu getiremediğimden net bir blogger olamıyorum. işten güçten ve en önemlisi hayattan zaman kalmıyor.

kendime zaman ayırdıgım zamanlarda yapacagım oyle çok iş oluyor ki nereden başlayacağımı şaşırıyorum.

hayatımı ne zaman düzene sokucam?

                                                                                                                       

25 Mayıs 2012 Cuma

düğün mekanları vol.4 - Moda Deniz Kulübü


Moda Burnunun denize hakim konumu , Fenerbahçe ,Kalamış , Adalar manzarası güzel bir yaz akşamında unutulmaz anılar bırakabilir...
burada yapılan davetlerin kalitesi de eminim tartışılmaz.
websitelerinde davet-organizasyon kısmını gezdiğim onca mekan içinde neredeyse tüm detayları koymaları bakımından tebrik edilesi bir kulüb...

web sitelerine buradan ulaşabilirsiniz...
mekan kapasiteleri, menü alternatifleri ve çalıştıkları firmalara kadar tüm detaylar mevcut... Çogu mekan bunları sadece iletişime geçtiğinizde size gönderiyor.

fiyat aralıkları ise kişibaşı 100-150 TL + kdv olarak değişiyor.organizasyon bütçesinide üstüne koydugunuzda rakam biraz daha yükselir tabi...
açıkçası randevu alıp gidip görüşmeye vaktim olmadı ama yer olarak Anadolu yakasının en güzel konumlarından biri bence...



22 Mayıs 2012 Salı

düğün mekanları vol. 3 - İstanbul Yelken Kulübü

İstanbul Yelkenin Fenerbahçe Burnundaki yerinin güzelliğini , orada katıldıgım organizasyonlardaki veya yaz akşamları püfür püfür eserken bahçesinde geçirdiğimiz zamanlardaki hazzı anlatamam...
bana deniz havası olsun  yeter... :)

Düğün organizasyonlarında üye şartı aranıyor diye hatırlıyorum...bu tarz kulüplerde öncelikli olarak tabi ki üye şartı aranması normal. :)

menü detaylarına göre değişen fiyat aralıkları 70- 120 TL arasında kokteyl ve menü fiyatları harici pasta da dahil...menü detaylarını paylaşmıyorum cunku bu sürece girdiyseniz ve üzerine kafa yoruyorsanız tavuk- et - balık menüleri harici , alkollu,lımıtlı alkollu,limitsiz gibi , veya ara sıcakların çeşitlenmesi ve ektralarla ilgili fikre sahipsiniz demektir... :)
müzik ,süsleme ve fotograf ekstra ,anlaşmalı şirketlerinden istedikleriniz doğrultusunda gerçekleştiriyorsunuz.





acıkcası havuz bası düğünleri ile pek aram iyi değildir. daha dagınık, daha uzak gelir bana.
atmosferden ne beklediğinize bağlı olarak burayı değerlendirmeye almanızı tavsiye ederim...havuz basına uzak olmak tamamen benım sahsı fikrim...

madem kulüplere geçtik sırada Moda Deniz Kulübü ve Büyük Kulüp var.... :)

                                                                                                                                 

21 Mayıs 2012 Pazartesi

düğün mekanları vol.2 - Bridge Restaurant

Nişan döneminde düğün yemeğimiz için lazım olur diye mekan mekan gezerken uğradığım restaurantlardan biri de Bridge Restauranttı.. Kendilerini facebooktan da aktif olarak takipteyim. aktif olarak facebook sayfalarını kullanmaları bile sempatı yaratıyor...

2 sene önce balo salonlarında gittiğim bir düğün davetinde hatırladıgım herhangı bir olumsuz hatıra yok... Eğlenceli ve keyifli bir düğündü...

Anadolu yakasında mekanlar sınırlı bence... alternatif Avrupa yakasında çok daha fazla...


Bridge Restaurant 2012 yılı fiyat aralıgı 90- 110 TL arasında + kdv...
müzik ve organizasyon detaylarını tam hatırlayamıyorum notlarımın arasında bulamadım...


mekan görselleri ;





bu salonda beni en çok etkileyen tavandaki ferforje aydınlatmanın güzelliği olmuştu... fotoğraflara bakınca birden onu hatırladım... :)

gidin görün gezin... detayları konuşun derim...
                                                                                                                                 

20 Mayıs 2012 Pazar

düğün mekanları vol. 1 - ModaTeras

evet o zorlu sürece girdiğimizden sürekli gerek interneten gerek daha önce yapılan düğünlerden ve çevremden edindiğim bilgiler ile düğün mekanları ve detaylar hakkında hayatımda baya mesai harcadım diyebilirim. kolay gibi gözüken öyle çok detay var ki aslında zor olan...

malum Ramazan ayının yazdan bir aylık bir süreyi çalmasından dolayı öncesi ve sonrasına yıgılmış zaman diliminde gerçekleşecek çok düğün vs. var...

bizse Eylül ayına karar vermiştik... mekanlardaki nerdeyse tüm Cumartesiler şimdiden dolu...kesinleşmeyenlerde ise 2-3 rezervasyon var.şaka gibi!kesinleşmeden birşeyler söyleyemeceğim için şimdilik mekan ve detaylarımızı sona bırakıyorum...

farklı farklı birçok yerden teklif aldım...
bunlardan ilki ModaTeras emin değilim ama işletmesinin eski işletmeden farklı oldugunu sanıyorum... bir dönem gerçekten uçuk kaçık rakamlar ile organizasyon teklifleri gönderildiği internetteki forumlarda var...
Sezon ve döneme bağlı olarak değişen fiyatlara rağmen makul bir teklif aldıgımı söyleyebilirim...( web siteleri de son zamanlarda yenilenmiş...)

Ancak nişanlımın orada eskiden katıldıgı ve pek memnun kalmadıgı bir düğün org. nedeniyle pek sıcak bakamadıgımızı belirtmek zorundayım... Şimdiki işletme ve organizasyon ekibininse daha iyi oldugunu düşünüyorum , daha çok emek harcıyor gibiler...

buyrun mekan görselleri ;







2012 yılı menü fiyatları kış için  75- 125 TL , yaz sezonu içinse 90 - 140 TL arasında değişiyor ( kdv dahil değil)
Anlaşmalı müzik ,organizasyon ve fotograf firmaları var...ve tabi bunlar ekstra ücrete tabi...
Lokasyon olarak hem Anadolu yakasındakiler için merkezi bir konumda hem deniz manzarasına hakim...

düğün veya nişan mekanı olarak sıcak bir atmosferi olacağını düşündüğüm yerlerden...

ilk paylaştığım mekan bu olsun.. her güne bir mekan adlı çalışmamda yaklaşık 15 -20 mekan olacak... :)
2012 yılı güncel mekan detayları için takipte kalın ! :)


                                                                                                                                       

8 Mayıs 2012 Salı

Nereden baktığınıza bağlı...

Malum dugun vs. Telaşları içerisine girmiş bulunuyorum... Bulunuyoruz. Bu nedenle nişan vs telaslarimizi atlattıktan sonra hemen diğer telaşlara giriştik. Eylül ayı icin planladığımız nikah ve düğünümüz icin mekan bulma derdinde ilerliyoruz. Tabi zaman zaman gerginlikler, karsilikli yanlis anlasmalar yasadigimiz oluyor.surekli cok mutlu dugun tablolarina bakip insanlarinbu sureci gercekten bu kadar kusursuz atlatabiliyor olmasina imreniyorum.imreniyordum. Daha sonra evlenme surecini yasamis arkadaslardan aldigim bilgiler dogrultusunda ,aslinda dogru yolda oldugumu anladim. ;) megerse onlarda kusursuz surec yasamamislar ! Ama yinede gelgelelim isler nereden baktiginiza bagli olarak degisiyor.eger zor yanlarini gorup, sorunlari bir yumak yapar ve surekli uzerinde debelenirseniz yumaginiz ve sorununuz buyudukce buyur.Ama eger atlatabileceginiz bir surecte olmanin farkina varir ve bu yonden bakarsaniz hayati kendinize ve cevrenize kolaylastirirsiniz. Ben bu sureci saydigim bu 2 surec arasi da gelgitler ile yasiyorum.normali bu mu? Degil mi? Pek onemi yok. Sonucta Ben buyum degil mi?

3 Mayıs 2012 Perşembe

çok isteyince olmuyor...

hayatın ters bir akışı var sanki...
hep duyarız , bazen de hep deriz ya ''çok isteyince olmuyor! '' diye.
kitap sevdam ve kitap dünyam malum,kuzenimin sayesinde Aret Vartanyanı keşfettiğime sevinmiştim ki ,algıda seçicilikten midir yoksa moda olmuşta ben mi geç kalmışım bilemedim ama her yerde görür duyar oldum...Facebook üzerinden yazılarının bazı kısımlarını okuyup duruyordum ,dedim bu iş böyle olmaz kitabını almalıyım...Almalıyım ama hangisini? Kararsızım...kararsızdım! her zaman ki gibi...

''Bin Yüz Bir İnsan'' ve son çıkan kitabı ''iki yırtık ruh, sen ve ben'' arasındaydım... daha fazla arada kalmayıp 2sini birden aldım :) Sen ve Benden başlamaya karar verdim.İşler nedeniyle Boğaz Hattında geçirdiğim zamanlarda kitap arkadaşlığım had safhada....yanıma aldığımın ilk günü çantamdaki suyun dökülmesi ve kitabımın zarar görmesine ne denir?
Çok isteyince olmuyor mu denir? yoksa istiyorsam olacaktır gibi bir olumlu düşünceye mi yöneltmeliyim kendimi. İçimde nedensiz bir döngü var hayata pozitif bakıp, olumsuzlukları farklı algılamaya başlıyorum...düşündükçe,anladıkça,okudukça,paylaştıkça...

Bir de şöyle birşey var ; Yaşam Atolyesi   


biraz internetten baktığım kadarıyla keşfetmekte baya geç kalmışım bu oluşumu...
ancak demek ki zamanı henüz gelmemişmiş diyorum,zira kişisel dönüşümüme şimdi hazırmışım gibi hissediyorum...


bir de aşk mevzu var es geçemem! bu sayfalardan birinden mi denk geldim , ya da öyle olmasını mı isteyip öyle hatırlıyorum bilemiyorum ama şöyle bir şarkının güzel yorumlanmasına denk geldim....burada paylaşayım istedim...





laf nereden nerelere geldi...
çok istemekten açıldı kişisel gelişime , oradan aşka ve şarkılara....
ama en başa dönersek ; asıl çok isteyince olur herşey unutmamak gerekir... ;)

                                                                                                                             

27 Nisan 2012 Cuma

eat what you love , love what you eat!


İstanbul'un birbirinde en uzak 5-6 ilçesinde geçirilmiş bir günün ardından aman köprü trafiğine kalmayalım diye koşturmaca içinde geçirdiğimiz anların sonunda annemle kendimize ödül olarak Cookshop'a uğradık... Malum Altunizade de yeni bir şubeleri var ve en yakın olaral orayı tercih ettik.
Güneşten solmuş ekose örtüleri hariç herşey bildiğimiz  Cookshop ... güneşe çözüm şemsiyeden öteye geçemez malum ama bu kırmızıdan turuncuya dönmeye başlamış örtüleri değiştirmeliler bence...

Haftasonu geldi diye sevinenlerden olamayacagım için güzel anlarımı hafızaya kazıma amaçlı saklıyorum...bu ekose örtünün bana verdiği mutluluk gibi... :)

                                                                                                                               

23 Nisan 2012 Pazartesi

bugünlerde...

                                              bulutların üzerine çıkıp yeni bir şehre inesim var...


biraz gezip yeni yerleri görmek, 

     elimde kitabıma gömülüp aklıma estiğince miskinlik yapabilmek istiyorum...





                                                                                                                                        

17 Nisan 2012 Salı

bazı pazarlar...



bazı pazarlar... insanın içine umut veriyor ... kıştan yaza geçerken , sıcaklığa hasretken aldanıyoruz güneşe.bi kıpırtı , bi telaş! oysa arkası yine kış....ama yazın da tadına varalım.

sevgiliyle yapılan ufacık bir yürüyüş anında denk geldiğimiz çift gökkuşağı :)
bu bizim şansımız...şanslı oldugumuz anlamında mı acaba?
fotoğraf telefonla çekildiğinden çok net olamayabilir...

şansa ve ufacık güzel mucizelere karşı beklentimiz sonsuz! ve biliyoruz ki hayat bize cömert olacak bu konuda. öyle büyük büyük beklentiler değil, kendini tamamlamak diye birşey varsa eğer biz o hazzı yaşayalım hayatta! istediğimiz gibi yoluna koyalım hayatı...

bazı pazarlar ben pazar günlerini sevmesem bile sevilmeye layık ! :)

                                                                                                                                   

14 Nisan 2012 Cumartesi

şans

neyin iyi neyin bizim için kötü oldugunu üstünden zaman geçtikten sonra farkederiz ya çogu zaman....

geçen hafta malumunuz nişanım vardı...çok sıkışık bir zaman dilimine sığdırmış gibi koşturmacalar ve telaşlarla da olsa herşeyin üstesinden geldik çok şükür....oysa bir hafta sonra yani bugün itibariyle yapmış olsaydık nişanlıma göre herşey daha rahat olacaktı. hani şans mı dersiniz kısmet mi bilemem ama ben eğer nişanım bugün yapsaydım, dışarda yağan sağanak yüzünden strese girer muhtemelen moral bozukluğu ile günümü geçirirdim geçirmesine ama biraz zehir kıvamında olurdu...
oysa tüm nişan günümde neredeyse en heyecanlı, en mutlu olduğum an gündüz dışarda yaptığımız fotoğraf çekimi idi...hala heyecanla fotoğraflarımı bekliyorum :)

   bugünün yağmuruna inat , baharı bekleyen sıcağı seven ben bu fotoğraflarımı paylaşmak istedim....
fotoğraf çekimlerimizi Göztepe Özgürlük Parkında yaptık.Çokta keyif aldık ama tabii her yere topuklularla basamayacağımdan yanımda babetlerim hareketimi hızlandırdı...

alttaki babetlerim DogoShoes çok fazla babet giyen biri değilim ,açıkçası babetlerle çok rahat edemem ama Dogoların rahatlığına lafım yok. Rahat ettiğim nadir babetlerden, tavsiye! benim modelim Love Way... ve daha nice istediğim desen ve modelleri var... :)




neyse şansıma inanan ve güvenen bir insanım . aksi halde hayatı zorlaştırmış oluyorum...
hayata pozitif bakmak diye bir kavram var ya hani, pollyanna olmayalım ama yüzümüzden gülümsemeyi, içimizden iyi niyeti eksik etmeyelim derim...

siz ne dersiniz?





8 Nisan 2012 Pazar

nişan günümüz...

07.04.2012 tarihi takvimimde işaretli günlerin en güzellerinden birinde yerini aldı...

ama bu güne gelmeden önce , öncesini anlatayım istiyorum...
Nişan mekanı olarak Nanna Restaurant'ı tuttuk. 100 kişilik bir organizasyonumuz için kendinden emin halkla ilişkiler görevlisinin sözlerine, gayet güvenerek herşeyin sorunsuz olacagına inanarak yola çıktık.Oturma planı için daha önceden gitmem gerekirken ben nişan gününden ancak 1 gün önce gidip düzenlemeleri görüşebildim. Ve söylenenlerin üzerinden tekrar geçerken ilk konuştuklarımızda o an söylenenlerin birbirinden alakasız olması, söylediklerini söylemedik demeleri gibi ufak sıkıntılar yaşadık. neredeyse 3 saatin sonunda orta yolu bulabildik ama yaşadığım stres ve sıkıntı, nasıl olacak korkusu bana yetti...
Menü yönünden herhangi bir problem yaşamadık ama organizasyon konusunda bir dosya sunmuşlardı önüme. dışardan süsleme kabul etmiyorlar ve ben de zaten nişan oldugu için çok sade bir düzenleme istiyordum...

getirdikleri katalogda daha önceden orada yapılmış bir sürü örnek içinden fotoğraftaki gibi

masa ve sandalyeler beyaz kadife örtü üzerlerine beyaz mum etrafına mor ve beyaz canlı çiçekli bir düzenleme seçmiştim.kendi çalıştıkları bir canlı çiçekçi oldugunu ve mevsime göre ufak farklılıklar olabileceğini söylediler amenna! olabilir diyip kabul ettim...

ama 1 gün öncesinde gittiğimde oturma planını yaptıktan ve masa düzenleri ayarlandıktan sonra tekrar kontrol için detayları konustugumuzda canlı çiçek olmayacağını , öyle birşey söylemediklerini - ki 3 kişiydik ve söylediklerinden eminiz!- masalara altın rengi yapay çiçek düzenlemeleri koyabileceklerini yada boncuklu tekli şamdan alternatifleri oldugunu söylediler. ya sabır' diyip moralimi bozmayacağımı kendi kendime tekrar edip durdum.
anneciğim üzülmüş olacak ki , canlı çiçekleri kendimiz yaptırırız dedi ve gerçekten hem çok çok uygun fiyata hem de gönlümüzce güzel çiçekler yaptırdık masalara...arkadaşlarımdan duydugum kadarıyla salona ilk girildiğince canlı çiçek kokusu heryeri sarmış ve mis gibiymiş :) buyrun masalardaki çiçeklerim... gece sonunda
masalarda kalan misafirlerimize dağıttım evlerine götürmek üzere...


bir de nişan için hazırladığım çikolatalı hediyeliklerim vardı... porselen 2'li güvercin biblolarım...her zaman adet konusunda sıkıntı yaşanır ya... yaklaşık 20-25 adet fazlam oldugu halde yetmedi...üstelik bu fazla alımları genelde en yakınlar yapar.neyse fazla fazla yetti belli ki :) buyrun nişan hediyeliklerimde burada...


gelelim pastamıza... pastamı Görgülü Pastanelerinden seçtim. Lezzetinden ve kalitesinden son derece memnun kaldığımı ve şiddetle tavsiye ettiğimi söylemek isterim.çikolatalı muzlu bir seçim yaptım ve çok taze ve lezzetli olarak tüm misafirlerin beğenisini kazandı.pastam fotograftakinin 2 katlısıydı...çok sade ve şıktı bence...


son olarak yine Nanna Restaurantla alakalı olarak yemek-müzik ve servis kalitesine değinecek olursam...yemekler aldığım duyumlara göre lezzetliydi , özellikle balık tercih edenler gayet memnun kalmışlardı.servis hızı ve kalitesine de diyeceğim bir laf yok bildiğim eksiksiz ve hızlı servis oldu, herhangi bir karışıklık ve aksama yaşanmadı.biz menümüze alkolu dahil etmedik ... misafirlerimden aldığım tek şikayet en azından bol bol meşrubat dağıtılmadığı ..sonrasında şeflerine bir uyarı yaparak bunu da halletmişler! en azından meşrubat servisi hızlanmış..
gelelim müziğe ... aslında bana göre bir mekandaki eğlence dozunu gelen misafirler belirler... bizim taraf maşallah gayet oynamaya yatkın oldugundan genel anlamda eğlendik. eğlenmeye hazır geldiğinizde ise müziğin çok anlamı olmaz, siz zaten eğleneceksinizdir. :) biz hiç oturmadan eğlendik ...canlı fasıl ekibi iyiydi ama ilerleyen saatlerde çıkan pop canlı müzikte aynı başarı olduğunu söyleyemeyeceğim.bu arada atlamayayım biz öyle ilk çıkışımız için müzik falan ayarlamadan gitmiştik. misafirlerin karşısına ilk çıkacağımız zaman bizden hangi şarkıyı istediğimizi sordular. inanın tek şarkı aklıma gelmedi... sanki hiç birşey bilmiyormusuz gibi telefon joker hakkımızı kullanarak bir arkadasımızdan tavsiye aldık...

içlerinden beğendiğimizi seçtik...ilk dansa çıkarken şarkımız BUYDU ve gerçekten hem çok anlamlı oldu hem de çok güzel... tabi ben heyecandan bayıldım bayılacağım baktım olmuyor bari dansta rahatlayayım diye biraz döne döne falan dans etmeyi denedim...anneler ile gözgöze geldiğimde ise gözyaşlarım yavaştan bıraktı kendini... tamamen mutluluktan ! :)

yani gecenin özetinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. ( en başta annem ve tüm yardımcı olanlara...)

Nanna Restaurantı tavsiye ediyorum ama detaylar üzerine fazlaca düşün, son dakika sürprizleriniz olmasın diyorum...puan verecek olursam 10 üzerinden 7 verirdim. :)

Nişan fotoğraflarımsa birbririnden şahane olacaklar... Fotoğrafar elime ulaşır ulaşmaz bir yazı ekleyeceğim.Yüzüklerimin tutulduğu tepsi ve iğnedanlığım ise gecenin bombasıydı ve tabii tepsimi tutan kuzenim...

devam edecek... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...