11 Ağustos 2010 Çarşamba

Renklerin terapisi...



Odamın rengi ile başladım ufakta olsa değişime.Uzun zamandır kullanmışım hissi vermiş olan,ben de uyku düzensizliğine yol açtığına inandığım kırmızıdan kurtuldum.Kırmızının sertliğinin yanında masum bir çocuk gibi duran,bu sene heryerde gördüğümüz boyanınca pudra pembe gibi duran ama katalogta güz gülü diye geçen rengi seçtim.İnanılmaz romantik aksesuarlara takılır oldum. Renklerin enerjisi olduğuna inananlardanım kesinlikle. Bir de sanırım duyduklarımdan etkileniyorum ve dikkat edip değerlendirme yaptığımda algılarıma göre seçimler yaptıgımı farkedıyorum.Mesela nerde duyduğumu hatırlamadığım kahverenginin negatif bir renk olduğu kafama takıldıgından beri -ama özellikle sert kahve- kıyafetlerde tercih etmıyorum.Turkuvaz maviye bayılıyorum. Hatta zaman zaman ergenlik döneminde mavi delisi olmuş bu kızın nasıl dolabında pembiş eşyalar olmaya başladı ona bile şaşırıyorum.Ama varmış herşeyin bir zamanı.Turkuvaz mavinin yazın enerjisini taşıdığını düşünüyorum.Sonra turuncu ,kıpır kıpır değilmi? Yeşilin doğayla özdeşleşmesinden olsa gerek huzur verdiğini söylemez miyiz? Morun depresif olduğunu da yine bir yerlerde okumuştum aynı zamanda feminen bir renk olduğunu da.


Ama vazgeçilmez beyazı da unutmamalı. Hep asil,her mevsime,her duyguya,her zamana yakıştırabileceğimiz.Biz ona ne katarsak o olan...-biliyorum beyaz renk değil.

bu yazıda yazdıklarım tamanen renklerle benim aramdaki ilişkiden çıkardıklarımdır.




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...